IPI and 16 press freedom organisations, rights groups call for the release of journalist Furkan Karabay
The International Press Institute (IPI) and the undersigned organisations strongly condemn the elongated pretrial detention of journalist Furkan Karabay, who faces a prison sentence of 6 to 15 years and call for his immediate release. Karabay has now spent 117 days in prison over his journalistic commentary.
08.09.2025
The undersigned organisations strongly condemn the elongated pretrial detention of journalist Furkan Karabay, who faces a prison sentence of 6 to 15 years and call for his immediate release. Karabay has now spent 117 days in prison over his journalistic commentary.
Karabay, who has previously worked as an editor and reporter for news portals outlets such as Gerçek Gündem and 10Haber, has been held in pretrial detention for over 100 days and his indictment was prepared on September 5. He is charged with “making targets of those who were tasked to combat terrorism” and “insulting the Turkish President” over his journalistic reporting and social media commentary. Karabay was taken into custody during a police raid on his home in Istanbul and sent to prison the same day. Since then, multiple appeals submitted by his legal team for his release have been rejected, with judicial authorities citing a purported “risk of flight” as justification for prolonging his detention without an indictment for 114 days.
The accusations stem from Karabay’s reference to the names and photos of judicial officials in his reporting on the İstanbul Metropolitan Municipality investigations, which prosecutors claim amounted to “making them potential targets” for terrorist organisations. The second charge, “insulting the president,” is based on Karabay’s public recall of past remarks by Turkish President Recep Tayyip Erdoğan, in the context of a local official’s deteriorating health. Karabay denied any wrongdoing, emphasizing that all the information he shared was already in the public domain.
Karabay has been previously targeted for his journalistic work, with MapMF documenting five separate incidents since the beginning of 2024. In April 2025, Karabay received a prison sentence of more than two years in a separate case after President Erdoğan and members of his family filed complaints accusing him of “insulting the president” and “defamation” over remarks he made during a YouTube program. The court suspended this sentence. This followed two previous jailings on similar allegations. In December 2023, he was arrested after publishing a report on judicial corruption and bribery allegations. He remained in jail until his release in January 2024. In November 2024, he was detained again over his coverage and social media posts about the investigation into a local opposition mayor who was arrested and replaced by a trustee. He was released later that month.
Karabay’s case underscores a broader, alarming clampdown on press freedom in Turkey and mirrors the persecution of other journalists who have faced similar extended pretrial detention periods without indictment. In June 2025, prominent journalist and YouTuber Fatih Altaylı was similarly arrested, due to his comments during an online broadcast that were allegedly “threatening the president,” and was held in pretrial detention for more than a month before his indictment was issued. In February 2025, reporters Yıldız Tar, Ercüment Akdeniz, and Elif Akgül were detained and spent several months in prison before their indictments were prepared. Although the charges were not directly related to their journalism, such cases still illustrate how pretrial imprisonment is being misused to punish and silence critical voices, including in the media.
We consider Karabay’s imprisonment and the denial of due process for more than three months as a disproportionate and punitive response to his journalism. Reporting and critical public commentary on government officials must never be criminalised. Equating news coverage and commentary with serious offenses like “targeting officials” is a dangerous distortion.
IPI and 16 undersigned organisations, call for the immediate release of journalist Furkan Karabay and for all charges against him to be dropped. We further urge Turkish authorities to cease exploiting vague legal provisions to persecute journalists and release all 17 journalists in jail.
This statement was coordinated by the Media Freedom Rapid Response (MFRR), a Europe-wide mechanism which tracks, monitors and responds to violations of press and media freedom in EU Member States and Candidate Countries.
Basın ve ifade özgürlüğü kuruluşları, gazeteci Furkan Karabay’ın serbest bırakılmasını talep ediyor
Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) ve aşağıda imzası bulunan 16 basın özgürlüğü, ifade hürriyeti ve basın meslek kuruluşları, Furkan Karabay’ın gazetecilik faaliyetleri nedeniyle 117 gündür tutuklu yargılanmasını şiddetle kınıyor ve Karabay’ın derhal serbest bırakılmasını talep ediyor.
Gerçek Gündem ve 10Haber gibi mecralarda editör ve muhabirlik yapmış gazeteci Furkan Karabay, gazetecilik faaliyetleri ve sosyal medyada yaptığı yorumlar nedeniyle 6 ila 15 yıl arası hapis cezasıyla karşı karşıya ve 15 Mayıs 2025’ten bu yana tutuklu. İstanbul’daki evine düzenlenen polis baskınıyla gözaltına alınıp aynı gün cezaevine gönderilen Karabay, “terörle mücadelede görev almış kamu görevlilerini hedef gösterme” ve “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamalarıyla karşı karşıya. 15 Mayıstan bu yana avukatlarının yaptığı tüm tahliye talepleri “kaçma ihtimali olduğu” gerekçesiyle reddedildi. 5 Eylül’de hakkında bir iddianame hazırlandı. Karabay, bu tarihe kadar 114 gün boyunca iddianamesiz cezaevinde tutuldu.
Suçlamalar, Karabay’ın İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ilişkin soruşturmalarda görev alan yargı mensuplarının isim ve fotoğraflarını haberlerinde kullanmasına dayanıyor. Savcılık, Karabay’ın yargı mensuplarını “hedef gösterdiği” görüşünde. “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlaması ise Karabay’ın, bir yetkilinin sağlık durumuna ilişkin haberinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçmişteki açıklamasını hatırlatmasına dayandırılıyor. Karabay tüm bilgilerin kamuya açık olduğunu vurgulayarak suçlamaları reddetti.
Karabay, gazetecilik faaliyetleri nedeniyle daha önce de hedef alındı. MapMF, 2024 başından bu yana Karabay’a yönelik beş ayrı vakayı belgeledi. Nisan 2025’te de Cumhurbaşkanı Erdoğan ve aile üyelerinin şikayetiyle açılan dava sonucunda Karabay, bir YouTube programındaki yorumları nedeniyle “Cumhurbaşkanına hakaret” ve “iftira” suçlamalarıyla iki yılı aşkın hapis cezası almış, ancak hükmün açıklanması geri bırakılmıştı.
Karabay daha önce de mevcut suçlamalara benzer iddialarla iki kez hapse girdi. Aralık 2023’te yolsuzluk ve rüşvet iddialarına ilişkin bir haberinin ardından gözaltına alınan gazeteci, Ocak 2024’e kadar cezaevinde kalmıştı. Kasım 2024’te ise muhalif bir belediye başkanının tutuklanması ve yerine kayyum atanmasıyla ilgili haber ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle tutuklanıp aynı ay serbest bırakılmıştı.
İddianamesi hazırlanmadan tutuklu yargılanan diğer gazetecilere yönelik soruşturmaların devamı niteliğindeki bu dava, Türkiye’de basın özgürlüğüne yönelik geniş çaplı baskının çarpıcı bir örneği. Haziran 2025’te benzer şekilde Fatih Altaylı da internet yayınındaki yorumlarının “Cumhurbaşkanını tehdit” olarak nitelendirilmesi sonucu gözaltına alınmış, iddianamesinin hazırlanması ise bir ayı aşmıştı. Şubat 2025’te de gazeteciler Yıldız Tar, Ercüment Akdeniz ve Elif Akgül gözaltına alınarak birkaç ay boyunca iddianameleri hazırlanmadan cezaevinde tutuldu. Her ne kadar bu suçlamalar doğrudan gazetecilik faaliyetleriyle ilgili olmasa da, bu vakalar, tutuklu yargılamanın eleştirel basını cezalandırmak ve susturmak amacıyla kötüye kullanıldığını açıkça gözler önüne sermektedir.
Aşağıda imzası bulunan kuruluşlar olarak Karabay’ın yasal sürece aykırı bir şekilde üç aydır tutuklu kalmasını ölçüsüz ve cezalandırmaya yönelik bir uygulama olarak görüyoruz. Gazetecilik faaliyetleri ve eleştirel yorumlar suç olarak değerlendirilemez. Haberciliğin “hedef gösterme” gibi suçlarla eş tutulması son derece tehlikeli bir çarpıtmadır.
IPI ve aşağıda imzası bulunan kuruluşlar olarak gazeteci Furkan Karabay’ın serbest bırakılmasını ve tüm suçlamaların düşürülmesini talep ediyoruz. Yetkililere, muğlak yasal düzenlemeleri gazetecileri cezalandırmak için kullanmayı bırakma ve hala cezaevinde bulunan 17 gazeteciyi serbest bırakma çağrısında bulunuyoruz.
Bu açıklama, AB üye ülkeleri ve aday ülkelerde basın ve medya özgürlüğünün ihlallerini takip eden, izleyen ve bunlara müdahale eden Avrupa çapında bir mekanizma olan Medya Özgürlüğü Acil Müdahale (MFRR) tarafından koordine edildi.










