
Turkey: Press freedom and journalist organisations call for the release of journalist Fatih Altaylı
The undersigned press freedom, freedom of expression and journalists’ organisations today strongly condemn the arrest of Turkish journalist Fatih Altaylı over his political commentary during a YouTube live broadcast and call for his immediate release.
25.06.2025
Fatih Altaylı, a prominent journalist and columnist, was taken into custody and arrested on June 21, 2025, hours after a segment of his YouTube broadcast went viral on social media. In the video, Altaylı offered critical political commentary in response to a poll suggesting that 70 percent of the Turkish public would oppose a proposal to allow the Turkish President to remain in power indefinitely.
Following this, some social media accounts began spreading edited clips from his broadcast that mischaracterised his comments as threatening speech. Shortly afterward, Oktay Saral, a senior advisor to the Turkish President, publicly targeted Altaylı on social media, writing that he was “in hot water already”. Within ten hours, Altaylı had been detained.
Under Turkish law, if a person is under investigation for a crime that carries a maximum prison sentence of two years or less, they typically cannot be held in pretrial detention. Initially, Altaylı was held on suspicion of making a criminal threat—an offense that is applicable to threats against any individual, and falls into this category. Prosecutors later reinterpreted the case and invoked a provision that increases penalties for offenses in which the president is the victim. This provision, which mandates a minimum five-year sentence, allowed authorities to place Altaylı in pretrial detention. However, legal experts argue that this provision applies only to direct physical acts—not verbal statements made through the press—and warn that its use in this case exceeds its intended legal scope.
The Istanbul 10th Criminal Court of Peace approved the prosecutor’s request to jail Altaylı pending trial, citing the “severity of the offense” and a purported “risk of flight”.
Following his arrest, Turkey’s Radio and Television Supreme Council (RTÜK) issued a warning on June 23 announcing that Altaylı’s YouTube channel must apply for an internet broadcasting license within 72 hours, submit the required documents, and pay a three-month licensing fee in advance, or be closed down.
The undersigned organisations regard this arrest as a clear abuse of criminal law to silence critical political commentary. The decision to interpret Altaylı’s remarks as incitement to assassination is a dangerous expansion of criminal liability, one that threatens to further erode freedom of expression in Türkiye.
We jointly call for the immediate release of Fatih Altaylı and urge Turkish authorities to cease exploiting vague legal provisions to persecute journalists. A free press must include the right to freedom of expression and critique political leaders without fear of reprisal.
This statement was coordinated by the Media Freedom Rapid Response (MFRR), a Europe-wide mechanism which tracks, monitors and responds to violations of press and media freedom in EU Member States and Candidate Countries.

Türkiye: Basın ve ifade özgürlüğü ile basın meslek kuruluşları gazeteci Fatih Altaylı’nın serbest bırakılmasını talep ediyor
Aşağıda imzası bulunan basın özgürlüğü, ifade hürriyeti ve basın meslek kuruluşları olarak gazeteci Fatih Altaylı’nın YouTube’daki canlı yayınında yaptığı siyasi yorumları nedeniyle tutuklanmasını şiddetle kınıyor, derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz.
Gazeteci ve köşe yazarı Fatih Altaylı, sosyal medyada çokça paylaşılan YouTube yayınından birkaç saat sonra 21 Haziran’da önce gözaltına alındı, sonra da tutuklandı. Söz konusu videoda Altaylı, Türkiye halkının yüzde 70’inin devlet başkanlarının süresiz görevde kalmasına karşı olduğunu gösteren bir anketi değerlendiriyordu.
Yayının ardından bazı sosyal medya hesapları, Altaylı’nın sözlerini bağlamından koparıp tehdit içerikliymiş gibi yansıtan video kesitlerini yaymaya başladı. Kısa süre içinde Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral da sosyal medya hesabından videoyu paylaşıp, “Altaylıııı! Suyun ısınmaya başladı” ifadelerini kullandı. Saral’ın paylaşımından yaklaşık 10 saat sonra Altaylı gözaltına alındı.
Türkiye’deki yasalar, azami cezası iki yıl olan suçlarla ilgili soruşturmalarda şüphelilerin tutuklu yargılanamayacağını belirtiyor. Altaylı da ilk olarak bu kapsamda değerlendirilmesi gereken tehdit suçu şüphesiyle gözaltına alınmıştı. Ancak savcılık daha sonra dosyayı yeniden değerlendirerek mağdurun Cumhurbaşkanı olması durumunda cezayı artıran maddeyi devreye soktu. En az beş yıl hapis cezası talep edilebilmesinin önünü açan bu madde uyarınca Altaylı’nın tutuklu yargılanmasının yolu açıldı. Ancak hukukçular, bu maddenin sadece fiziki müdahaleler için geçerli olduğunu, basın yoluyla yapılan sözlü açıklamalara uygulanamayacağını belirterek yasanın kapsamının aşıldığını ifade ediyor.
İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği, savcılığın tutuklama talebini “suçun vasıf ve mahiyeti” ve “kaçma ihtimalinin yüksek olduğu” gerekçesiyle kabul etti.
Altaylı’nın tutuklanmasının ardından 23 Haziran’da Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) ise gazetecinin YouTube kanalı için 72 saat içinde internet yayın lisansına başvuruda bulunması, gerekli belgeleri sunması ve üç aylık lisans ücretini peşin ödemesi gerektiğini, aksi takdirde kanalın kapatılacağını duyurdu.
Aşağıda imzası bulunan kuruluşlar olarak bu tutuklamayı, cezai yasaların açıkça suistimal edilmesi sonucu siyasi eleştirinin bastırılması olarak değerlendiriyoruz. Altaylı’nın sözlerinin suikast suçu kapsamında yorumlanması cezai sorumluluğu tehlikeli biçimde genişletmekte ve Türkiye’de ifade özgürlüğünü daha da zayıflatmaktadır.
Fatih Altaylı’nın derhal serbest bırakılmasını ve yetkililerin gazetecileri cezalandırmak için muğlak yasal düzenlemelere başvurmaktan vazgeçmesini talep ediyoruz. Özgür basın, misilleme korkusu yaşamadan siyasi liderleri eleştirme ve fikirlerini ifade edebilme hakkına sahip olmalıdır.
Bu açıklama, AB üye ülkeleri ve aday ülkelerde basın ve medya özgürlüğünün ihlallerini takip eden, izleyen ve bunlara müdahale eden Avrupa çapında bir mekanizma olan Medya Özgürlüğü Acil Müdahale (MFRR) tarafından koordine edildi.
