
Turkey: Journalists reporting LGBTQ+ issues risk criminalisation: Withdraw the proposed law!
As press and freedom of expression organisations undersigned below, we call for the removal of the reported anti-LGBTQ+ provision from the 11th Judicial Package which would restrict and possibly criminalise media reporting on the community.
22.10.2025
The draft of the 11th Judicial Package was shared with the members of the press last week and is expected to be submitted to Parliament in the coming days. Under the heading “Obscene acts,” the draft introduces a so-called “Turkish-style ban on homosexual propaganda.” It stipulates prison sentences of up to three years for any behaviour or attitude that is “contrary to one’s biological sex and public morality,” as well as for praising, promoting, or encouraging such behaviour. In its current form, the proposal is even broader and more vague than Russia’s 2013 “gay propaganda ban,” posing a grave threat to freedom of expression and press freedom in Turkey.
If enacted, this regulation would restrict LGBTQ+ people of their right to access and share information central to their lives.. Journalists reporting on LGBTQ+ issues such as human rights violations, sexual health, Pride marches etc. risk criminal prosecution on the grounds of “promotion.”
Since 2025 was declared the “Year of the Family,” numerous violations have occurred targeting LGBTQ+ journalism in Turkey. In February, Yıldız Tar — Editor-in-Chief of KAOS GL, the country’s largest and oldest LGBTQ+ news platform, and a prominent LGBTQ+ rights advocate — was arrested.
In June, the KAOS GL news website and its social media accounts were blocked for allegedly “publicly inciting to commit crimes.” That same month, journalists covering the LGBTQ+ Pride March in Istanbul’s Beşiktaş district were detained and later prosecuted.
T24 correspondent Can Öztürk was questioned by prosecutors after publishing a story about sexual harassment allegations against an academic who claimed to offer “conversion therapy” to LGBTQ+ children. The Radio and Television Supreme Council (RTÜK) also fined streaming platforms such as Netflix for hosting LGBTQ+ content.
Following all these violations, the inclusion of the proposed provision in the 11th Judicial Package would escalate rights violations even further and criminalize the already difficult task of reporting on LGBTQ+ issues. Moreover, vague terms such as “contrary to one’s biological sex” or “contrary to public morality” would allow arbitrary interference with the press and civil society.
This proposal would not only target LGBTQ+ individuals but also place journalists reporting on LGBTQ+ issues and related rights violations under threat of criminal punishment.
For all these reasons, as the undersigned press and freedom of expression organizations, we urgently call for the immediate removal of this provision from the 11th Judicial Package.
LGBTİ+ haberciliği suç değildir, gazetecilik suç değildir: Tasarıyı geri çekin!
Aşağıda imzaları bulunan basın ve ifade özgürlüğü kuruluşları olarak, 11.Yargı Paketi’nde yer aldığı iddia edilen LGBTİ+ karşıtı düzenlemenin paketten çıkartılmasını talep ediyoruz. Türkiye’de özellikle LGBTİ+’ların ifade ve basın özgürlüklerini ortadan kaldıracak olan bu düzenleme, ifade ve basın özgürlüklerinin özünü ortadan kaldıracak, LGBTİ+’lar hakkında haber yapmayı suç haline getirecektir.
11. Yargı Paketi taslağı, geçtiğimiz hafta basınla paylaşıldı ve önümüzdeki günlerde Meclis’e sunulması bekleniyor. Düzenlemede ‘Hayasızca hareketler’ başlığı altında, Türk tipi bir eşcinsel propaganda yasağı düzenlemesi öngörülüyor. Düzenleme, doğuştan gelen cinsiyete ve genel ahlaka aykırı her türlü davranış ve tutumun yanı sıra bunları övmeyi, özendirmeyi ve teşvik etmeyi de üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırıyor. Bu düzenleme, taslakta yer alan haliyle, Rusya’da 2013 yılında kabul edilen ‘Eşcinsel propaganda yasağı’ yasasından çok daha ağır ve muğlak ifadeler içererek, Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğüne yönelik ciddi bir tehdit oluşturuyor.
Yasalaşması halinde, LGBTİ+’ların haber alma ve haber verme haklarını ortadan kaldıracak olan bu düzenleme, LGBTİ+’lara yönelik hak ihlallerini, trans cinayetlerini, cinsel sağlıkla ilgili yayınları, Onur Yürüyüşlerini ve daha birçok LGBTİ+’ları ilgilendiren haber yapmayı ‘teşvik etmek’ gerekçesiyle suç unsuru haline getirecek.
2025 yılının Aile Yılı ilan edilmesiyle, Türkiye’de LGBTİ+ haberciliğine yönelik birçok hak ihlali meydana geldi. Şubat ayında, Türkiye’nin en büyük ve en eski LGBTİ+ haber platformu KAOS GL’nin Genel Yayın Yönetmeni ve LGBTİ+ hakları savunucusu Yıldız Tar tutuklandı.
Haziran ayında, Kaos GL’nin internet haber sitesi ve sosyal medya hesapları ise ‘suç işlemeye alenen teşvik’ iddiasıyla erişime engellendi. Yine Haziran ayında, İstanbul Beşiktaş’ta LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’nü takip eden basın mensupları gözaltına alındı, haklarında dava açıldı.
T24 muhabiri Can Öztürk, LGBTİ+ çocuklara ‘dönüşüm terapisi’ adı altında terapi yaptığını iddia eden bir akademisyen hakkındaki cinsel taciz iddialarını haber yaptığı için şikayet üzerine soruşturmaya uğradı, ifade verdi. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) ise Netflix gibi platformlarda yayınlanan LGBTİ+ içerikler hakkında platformlara ceza verdi.
Bütün bu hak ihlallerinin ardından 11. Yargı Paketi’nde yer alacağı iddia edilen düzenleme, hak ihlallerini farklı bir boyuta taşıyacak, zaten zor olan LGBTİ+’lar hakkında haber yapmayı suç haline getirecektir. Öte yandan ‘doğuştan gelen biyolojik cinsiyete aykırı’ veya ‘genel ahlaka aykırı’ gibi muğlak ifadeler, basına ve sivil topluma yönelik keyfi müdahaleleri arttıracaktır.
Teklif yalnızca LGBTİ+’ları değil, onları ilgilendiren konuları, onlara yönelik hak ihlallerini haber yapan basın mensuplarını da ceza tehdidi altına sokacak, haber yapılmasını kriminalize edecektir.
Bu gerekçelerle, biz aşağıda imzaları bulunan basın ve ifade özgürlüğü kurumları olarak, 11. Yargı Paketi’nde yer alacağı iddia edilen bu düzenlemenin derhal tekliften çıkartılmasını talep ediyoruz.
This statement was coordinated by Media and Law Studies Association (MLSA) and signed by members of the Media Freedom Rapid Response (MFRR), a Europe-wide mechanism which tracks, monitors and responds to violations of press and media freedom in EU Member States and Candidate Countries.
